Asla Götünü Satmayacaksın ! – Celo-Abdi Röportaj

celo ve abdi posteri

Celo ve Abdi Alman Rapi’nin baş aktörle­ri Frankfurt doğumlular. İki Rapci de fut­bola hayran ve bir zamanlar tribüncüy­dü. Ultra camiasının içinden geliyor ve ortamı çok iyi biliyorlar. Röportajımızda Ultras Frankfurt, Bruno Pezzey ve Jerma­ine Jones üzerine konuştuk.

Söyleşi günü Viyana yağ­murluydu Celo ve Abdi ar­kadaşları Nazarın altın plak alacağı törenine destek için bulunu­yorlardı. Viyana Halk Tiyatrosu yanında bir kafede buluştuk.

Soru: Futbolla tanış­manız nasıl oldu?

Celo: Benim babam Bosnalı, beş yaşımda bana ilk formamı hediye etti FK Sarayevo’nundu. Ertesi sene ilk Frankfurt formamı aldı ar­kasında “Eintracht Sportfan” yazıyordu.

Abdi: Ailem Fas’tan Almanya’ya göç etti ben bura doğumluyum. Futbol ve Eint­racht Frankfurt hayranlığım Jay-Jay Oko­cha’dan kaynaklanıyor. Stada ilk kez gittiğimde 18 yaşındaydım, Ultralarla beraber takılmıştık. Önceleri stadın VİP bölümünde garson olarak çalıştım tabi aynı sayılmaz.

Celo: Ben Frankfurt’un Bornheim sem­tinde büyüdüm burası daha çok 2.Lig­de oynayan FSV Frankfurt sempatizanı. Okocha da bu semtte kalıyordu çocukken kapısını çalar imza isterdik bizi hiç kırmazdı. O dönem Afrikalı oyun­cuların Alman futbo­luna devrim yaptığı yıllardı Jay-Jay Okoc­ha, Anthony Yeboah, Souleyman Sane. Henüz Drogba Eto’o piyasada yoktu.

Soru: Frankfurt Alman Hip-Hop alt kültürünün merkezi sayılır. Futbol ile Hip-Hop bağını anlatır mısın?

Abdi: Benim bildiğim ilk rap yapan tri­büncüler Vega ve Bosca projenin adı “Ultrakaos” du. Sonradan Twin girdi pi­yasa ve ben “Sicili Sporda Şiddet” parçası ile.

Soru: Hip-Hopcular Sokakta aralarında güven bağlılığına önem verir. Ultra hare­keti ile benzerlik görüyor musun?

Abdi: Ultra camiasında arkadaşlık her şey aralarında sıkı bağ, vefakarlık beni çok etkiledi bir süre deplasman kaçır­mıyordum. Fakat hiçbir kere dövüşlere bulaşmadım ve polis tarafından fişlen­medim bundan dolayı şanslı sayılırım.

Soru: Maç bittikten sonra dövüşlere ka­rıştın mı?

Abdi: Biraz önce belirtim, dövüşlere ka­rışmadım. Ben Eğlence olarak görüyo­rum bir ara ilgi çekici geldi ama hiç ka­rışmadım.

Soru: Deplasmanlara gider miydiniz?

Abdi: Tabi be moruk. Trenden inince et­rafını yüzlerce polis sarardı, tam o an patlatırdık tezahüra­tı “En Büyük Frank­furt” tarifi olmayan güzel bir duyguydu yaşayanlar bilir. Ken­dimi vahşi hayvanlara benzetirdim, pozitif an­lamda. Kendi adıma müt­hiş tecrübeydi, bir süre hiç deplasman kaçırmazdım.

Soru: Şimdi maçlara gidiyor musunuz?

Abdi: Maalesef hiç gidemiyorum.

Celo: Müzikten dolayı zaman kalmıyor, sürekli stüdyoda veya konserlerdeyiz. Frankfurt’un Avrupa kupa maçlarını bile seyretme fırsatımız olmadı.

Abdi: En son Celonun arkadaşı Eintracht Braunschweig da oynayan Ermin Bicak­cic davet ettiğinde gittik.

Celo: Dünya kupasına katılan birkaç Bos­nalı milli oyuncuyla irtibattayım. Dünya kupasına katılmış oyuncular ile tanış­mak hoşuma gidiyor güzel bir duygu beni için. Bunun dışında İranlı milli fut­bolcu Ashkan Dejagah ile tanışıyoruz. İran ve Bosna dünya kupasında aynı gruptaydı hoş durumdu aramızda tatlı rekabet oluştu.

Soru: Frankfurt Multi Kültürel şehir bu tribünlere yansıyor mu?

Abdi: Evet doğru, artık bir faslı yada si­yah tenli taraftar sorunsuz ön saflarda yürüyor.

Celo: Hangi kökenli olması önemi yok, esas olan birlik beraberlik!

Soru: Adlerfront grubunda 1980/1990’lı yıllarda Naziler çoğunluktu. Siz onlarla sorun yaşadınız mı?

Celo: Benim nesil sorun yaşa­madı fakat önceleri olmuş.

Abdi: O zamanlar “Tur­kish Power Boyz” vs. “Adlerfront” çatışma­ları olurdu, Türkle­rin futbolla alakası yoktu amaçları Ad­lerfront grubunu da­ğıtmaktı ve her karşı­laşmalarında perişan ettiler.

Celo: O seneler yabancılar pek fazla stada maç izlemeye gitmezdi. Ne zaman yeni gelişen göçmen nesil işe el attı her şey değişti ve böylece Frankfurt’a yeni bir Taraftar kültürü oluştu. 

Soru: Tam olarak ne zaman başladı?

Celo: Okocha, Yeboah, Gaudino dö­neminde başladı. Onlar ilk olarak ya­bancıları teşvik etti. Frankfurt kadrosu genelde Alman oyuncular çoğunluktu Hölzenbein, Pahl, Grabowski…sanırım Avusturyalıydı?

Hayır, Bruno Pezzey Avusturyalıydı.

Celo: Doğru ya! Pezzey. Efsane! Bir buz hokey maçını seyretmeye gelmişti, tri­bünde kalp krizi geçirip vefat etti. Her daim bir Frankfurt efsanesi olarak kalbi­mizde yaşayacak.

Soru: İki futbolcu ismi sıkça parçalarınız­da geçiyor Paul Pogba ve Karim Benze­ma, neden?

Celo: Bizim gibi göçmen çocuklar, ikisi de başarılı.

Abdi: Benzema sabah yatağından kalkı­yor, Audi S8 binip Real Madrid için top koşturuyor. Bu emsalsiz. Bir Afrikalının büyük başarılar elde etmesi beni çok gu­rurlandırıyor.

Celo: Aslında hayalimiz dünyaca ünlü futbolcu olmaktı bunu da parçalarımız­da dile getiriyoruz.

Soru: Benzema bir ke­resinde Cezayirli oldu­ğundan gurur duydu­ğunu söyledi ama Fransa milli takımı forması taşıyor?

Abdi: Ben bu tartış­madan bıktım, Zla­tan İbrahimovic de İsveç milli takımında oynuyor. Peki, ne­den? Çünkü Bosna onu istemedi. Lukas Podolski ve Polonya olayı farklı değil.

Celo: İnsan geldiği toprakları unutmama­lı. Fakat, doğduğun ülkenin milli forması­nı giydiğine kimse karışamaz.

Soru: Jermaine Jones hakkında ne düşü­nüyorsunuz? Frankfurt’ a biraz çelişkili.

Celo: Para, başarı bunlar güzel şeyler, fakat her şeye rağmen vefakâr kalmalı. Asla götünü satmayacaksın! Frankfurtlu­lar Jermaine Jones’a dargın.

Abdi: Jermaine Frankfurt’u sattı ama olayı fazla büyütmeye değmez. Dünya kupasında Portekiz’e karşı attığı golü gü­zeldi.

Celo: Kırık burnuyla mücadele etti maçı bırakmadı, yine de bize yaptığı kaltaklık­tı.

Abdi: Doğru, pislik kaltaklık yaptı.

Soru: Futbolcular neden Rapcilerle gez­meyi sever?

Abdi: Hepimiz aynı semtin çocuklarıyız. İlkokulda beraberdik sonra birisi çıktı ot içmeye, kafa çekmeye başladı. Diğeri doğru yolu buldu futbolcu oldu.

Celo: Biraz American Dream gibi iki branşında ortası yok ya başarırsın yada kaybedersin.

Abdi: Hem, futbolcular müzik dinlemeyi seviyor. Ashkan Dejagah bir gün sordu “yeni albüm ne zaman çıkacak soyunma odasında lazım” çok gururlandım. Hatırlatayım Ashkan o dönem FC Fulham de Premiere League de oynuyordu.

Soru: Diyelim ki bir gün kariyerinizde en üstte­siniz Frankfurt stadın­dan VIP locası alır mıy­dınız?

Celo: Locaları yakından gör­me fırsatımız oldu. Mercedes locası, Rossbacher Locası vs. Şayet bir gün altın plakları çoğaltırsak neden olmasın.

Abdi: Booba (Fransız rapci) PSG stadın­dan kendi giyim markası için reklam panosu satın aldı nede olsa geçen sene dünyada en fazla kazanan rapciydi.

Soru: Ultras Frankfurt ile video klip çek­mek ister miydiniz?

Abdi: Elbette. Fakat, bazı arkadaşların polisle sorunu var bu yüzden gizli kalma­yı tercih ediyorlar.

Soru: “Bahis Skandalı” adlı parçanızın bir mısrasın da Feyenoord tribününe gön­derme yapıyorsunuz. Bu yüzden antise­mitizmle suçlandınız?

Celo: Bir karşılaştırma yaptım yanlış yo­rumlandı. Ortadoğu sorunu binlerce kilometre uzakta Hollanda tribününde konu olması çok komik. Böyle ağır ko­nular tribünlere taşınmamalı bence çok fazla siyaset tribünde yeri yok. Tribünde tek amaç karşılıksız arma ve semte des­tek olmalı.

Röportajın orijinali Avusturya’nın Balles­terer dergisinden alıntıdır. Söyleşiyi ya­panlar Reinhardt Krenhuber ve Thomas Kiebel.

Türkçe çeviri E.G.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Çerez Bildirimi

Web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz bundan memnun olduğunuzu varsayacağız.